16 Haziran 2012 Cumartesi

MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Miraç Kandili, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) Efendimizin gecenin bir anında Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya, oradan da göklere seyahat ettirildiği mübarek gecenin adıdır. Nitekim Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de; "Kulu Muhammed'i bir gece Mescid-i Haram'dan kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ın şânı yücedir.Doğrusu O, işitir ve görür." (İsra Suresi:1) buyurmuştur.

Peygamberimizin hayatı içinde önemli bir yeri olan Mirac, Allah'ın sevgili Rasûlünden başka hiç kimseye sunmadığı ilahî bir ihsandır.

Yüce Peygamberimiz için pek büyük şan ve şereflerle dolu olan Mirac mûcizesi, biz müslümanlar için de ilahî rahmetler ve lütuflarla doludur.
Mirac olayının biz müslümanlar için en önemli sonuçlarından birisi, hiç şüphe yok ki, dinin direği olan namazdır. Namaz, bize bir Mirac hediyesidir. Onun içindir ki, namaz mü'minin miracı olmuştur. Nasıl ki, yüce Peygamberimiz Mirac'ta vasıtalardan arınmış olarak Mevlası ile karşı karşıya geldi ise, mü'min de namazda vasıtasız olarak doğrudan doğruya Rabbinin huzuruna çıkar; sadece O'na kulluk etme ve sadece O'ndan yardım isteme  fırsatı bulur. Eğer mü'min, günde beş vakit namazını dikkatle ve huşu içerisinde kılacak olursa, o namaz onun için bir Mirac olur, kul onunla Hakk'a yol bulur.

Böyle müstesna bir gece vesilesiyle sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'e vahyedilen, insanlığı mutluluğa götürecek prensipleri de hatırlamak lazımdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de Mirac'ın ruhî hallerinden söz edilirken: "Allah kuluna vahyedeceğini etti"(2) buyurulmaktadır. Bu vahyedilen hakikatleri şöylece özetleyebiliriz: "Allah'a ortak koşulmayacak, yalnız O'na kulluk edilecek ve yalnız O'ndan yardım istenecektir. Anne ve babaya hürmet edilecek, onların duaları alınacaktır. Zinaya yaklaşılmayacaktır. Haksız olarak kimsenin canına kıyılmayacaktır. Yetimlere iyi muamele edilecektir. Ölçü ve tartıda doğruluk üzere olunacaktır. Bilmediğimiz bir şeyin ardından körü körüne gidilmeyecek, şuurlu hareket edilecektir. Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürünmeyecektir."
Bu saydığımız prensipler hiç şüphe yok ki bir toplum için gerekli bütün ahlâk ve fazilet kurallarını ihtiva etmektedir.
İşte Mirac gecesi böyle mübarek bir gecedir. Bu geceyi ihya ederken, bu gecede vahyedilen üstün gerçeklere kulak vermeliyiz. Yalnız Yüce Mevla'ya kulluk etmeli, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamalıyız.

Mirac gecesi, ulvî bir gecedir. O halde bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadetle Allah'a karşı şükran borçlarımızı ödemeliyiz; namaz kılmalı,  Kur'an okumalı ve Allah'tan af ve bağış dilemeliyiz, çoluk çocuğumuza bu gecenin anlam ve önemini öğretmeliyiz. Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara yardım ellerimizi uzatmalıyız. Annemizi, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip ellerini öpmeli ve dualarını almalıyız. Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anarak ruhlarını şadetmeliyiz. Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve saygı duygularımızı perçinlemeliyiz.

Kandilleri birer fırsat bilmeli, bu müstesna zaman dilimlerinde Allah'a daha da yakın olmaya çalışılmalıdır. Bilelim ki, Allah'a yakınlık, O'nun emirlerini yerine getirmek, yasak ettiği şeylerden kaçınmakla mümkündür.


12 Haziran 2012 Salı

BİR KAPANMA HİKAYESİ

Merhabalarr..  Düşündüm de kapanma hikayemi sizlerle paylaşmak pek olumlu olur dedim :)  Birazcık uzun ama sıkılmaycağınız kapanma hikayesi benimki.. Eveeet an itibari ile nereden başlayacağımı bilemedğim hikayemi yazmaya başlıyorum :D

   Aslında kapanmayı istiyordum çevremde gördüğüm genç insanları görerek daha bir hevesleniyordum fakat çok küçüktüm henüz yani öyle düşünüyordum en azından .. Kapanacağım ama ilerde şimdi değil diye şartlandırıyordum sürekli kendimi.. Ailem de istiyordu hem de çok ama asla zorlamadılar kapanacaksın diye Allah razı olsun.. Babam çok istemiştir, çok konulara değinip öğütler vermiştir konuşmuştur ama asla zorlamamıştır. Annem de aynı şekilde kararı hep bana bırakmıştır.. Bunları yaşadığım zamanlar 11-12 yaşlarında  idim.. Kapanmam için destek çıkan çok oldu her zaman özellikle de ailem. En büyük halam kuzenimle beraber bizi yaz tatillerinde kapatırdı . Eşarp ile değil tabi tülbentle çünkü birden eşarp bağlayıp da sıkılıp bunalmamızı istememişti yavaştan alıp isteyerek yapmamız için küçük adımlar attık çoğu kez ama hep yaz tatillerinde sürdü bu kapalılık oyunu :) Zaman ilerledikçe kapanmayı düşünüyordum,ama zamanı değil deyip cahilliğime yenik düşerek hep geri adım attım.. Evde çoğu kez gizli gizi evde kimse yokken...

 - Acaba nasıl duruyor ? ' deyip annemin eşarplarını alıp denemişimdir.. yakışmadığını düşünüp hemen çıkarıyordum başımdan ve aynada eski halimi görünce daha da mutlu oluyordum.. Ben yakışmadığını düşündükçe çevremdekiler tam tersini söylüyordu.. Onlar öyle söyledikçe insan daha bir heveslenip kapanmak istiyor . Denediim ! çoook kez denedim ama yapamadım.. Her denemem de nefsime yenik düştüm.  Zaman ilerledi, ilerledi orta okulun son sınıfına yani 8. sınıfa geldim.. Artık her şeyi daha iyi anlayabiliyordum Sevabı,Günahı,Ahireti.. Biliyordum ama hala yapmıyordum hep kafamı kötü düşüncelerle dolduruyordum..
  - Eğer kapanırsam her şey kısıtlanacak,açıkken yaptıklarımı yapamayacağım,sıcakta zorlanacağım diye hep kendi kendime vesvese veriyordum.. Evet istiyordum kapanmayı istemiyor değildim. Çevremde hep güzel giyinen,güzel eşarp bağlayan genç kızları görünce hevesleniyordum . Hatta bir ara komşumuzun kızı vardı 18 yaşında ve kapalıydı.. Onu görürdüm dışarıda heveslenip başımı bağlardım ama duramazdım boğulur gibi oluyordum.. Çok kişiye heveslenip başımı kapatıp da geri açmışım dır. Ama evde :) Bunlardan birisi de ortanca halam.. 3 tane halam var. Ortanca halam diğerlerine göre daha çocuksu daha eğlence dolu birisidir.. Takıp takıştırmayı, süslenmeyi, güzel giyinmeyi daha çok sever. Onu gördükçe nasııl isterdim kapanmayı nasııl. Ama olmuyordu. İçimden bir ses hep ters yöne doğru sürüklüyordu beni.. Açıkken daha rahat olduğumu kapanınca hep bir sorun çıkacağını ve yapamayacağımı düşünürdüm. Ve gün geldi orta okul bitti.. Okulun son zamanlarıydı ve 2010 senesinin Haziran ayındaydık.. Hayatım en kötü olayını yaşadım.. Hayatta en sevdiğim insanı en değerli varlığı BABAMI kaybettim. Kapanmama vesile olan olay o kadar tuhaf ki. Dediğim gibi çok denedim her defasında denedim olmadı.. Babamın cenazesinde başıma bir tülbent koymuşlardı  . O tülbentle kaldım yani bir daha da açılmadım. Çünkü babamın hep istediği şeydi kapalı olmam .. Ama çok pişmandım iş işten geçtikten sonra kapandığımı düşündüm Babam göremedi. Herkes bu düşüncemin yanlış olduğunu söyledi onun hep beni gördüğünü ve çok mutlu olduğunu söyledi. Evet belki doğru ama ben onun mutluluğunu gözlerinde görüp, beni öyle görüp,benimle gurur duyduğunda gözlerinin dolduğunu görmek isterdim..  İnşallah ona layık bir evlat olabilmişimdir. Ailem de çok destek çıktı kıyafetlerim, eşarp veya şalım olmadığı için kendi aralarında konuşup hepsi ayrı ayrı hediye almışlardı.. Ortanca halam beğendiğim eşarplarından ek yaptı tekrar tekrar.. Bu şekilde çoğaldı. eşarp bağlama konusuna gelince.. Çevremden gördüğümle öğrendim , kapalı genç kızların nasıl bağladıklarını dikizleyerek :D  Halamları izleyerek, netten ve kendi kendime bir çok denemelerimle öğrendim. Ve şimdi 16 yaşındayım hala kapalıyım ve tekrar açılmayı asla düşünmedim düşünmüyorum da.. Ben böyle mutluyum ve kapalı olmamla gurur duyuyorum. Çevremden çok ters tepki gördüm mesela..

- aa ne yaptın kendine sen böyle daha çok küçüksün ! diyenler oldu hiiç aldırış etmedim ! ben başkaları için değil kendim için yaşıyorum.. İnananlar için bu dünyanın bir de gerçek tarafı var. Asıl önemli olan orası.. Zorlukları var mı var ilk zamanlar çook zorlandım. Sokağa çıktığımda sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum.. Sıcaklarda duramıyordum ama Yüce Rabbim sabrını veriyor .. Artık olumlu da karşılıyorlar hatta ,
- böyle daha güzel olmuşsun :) diyenler bile var hepsinden Allah razı olsun. İnsan böyle olumlu tepkiler olunca daha bir rahat oluyor,ayrıca görüntüsüne de git gide alışıyor. İşte benim hikayem bu :)

Rabbim içinde istek olup da kapanamayan kişilere hayırlısını nasip etsin.. Çok başka çok güzel bir duygu herkese tatmayı nasip etsin inşallah.. Okuyan gözlerinize sağlık öpücükleerr <3



   

11 Haziran 2012 Pazartesi

Derya demiş ki;: ÇEKİLİŞE BURADAN BUYRUUNN .:)

Merhaba arkadaşlar.. Derya ablacığımın çekilişi varmış, çekilişine katılmak isteyenler koşuuun :) Gerekli talimatlar yazıyor öpücüklerr..  Derya demiş ki;: ÇEKİLİŞE BURADAN BUYRUUNN .:): Hediye çekilişim başlasın!!:) Dediğim gibi çam sakızı , çoban armağanı..paylaşmanın güzel hazzını tadalım istedim.. eğer katılmak istersen...


9 Haziran 2012 Cumartesi

NE OKUDUM ??

Herkese Selaaam.. Delinin Dünyasından sesleniyoruuum :) İnşallah iyisinizdir deli dünyamın güzel insanları. Ben iyiyim çok şükür. 3 aylık yaz tatilimde geldi kitap okumaya tam gaz devam.. Kitap benim her şeyim kitap okurken insan gerçekten kendini kaybediyor..Kitap okurken sanki yaşıyomuş gibi oluyorum ve bu kitabı daha çok sevmeme neden oluyo :)

Şahsen canım sıkkın olduğunda ya da yapacak bir şey bulamadığımda sevgili kitaplarım beni yalnız bırakmıyor. Her türlü kitabı okurum,severim ama tarih kitapları okurken içim daralıyor afakanlar basıyor okuyamıyorum :) Okul zamanında pek fazla okuyamıyorum yarım yarım okuyorum o zaman da okuduğumdan hiç bir şey anlamıyorum.. Ama şimdi tam zamanı hihi :)

  Okulun kapanmasına yakın bir kitaba başlamıştım bitirdim. Bazı kitapların ilk sayfaları çekilmiyor gerçekten.. Ama ortalara doğru insanın elinden bırakası gelmiyo :D İşte okuyup bitirdiğim kitap.. 380 sayfa okumam 2 haftamı aldı dediğim gibi okuldan dolayı..

5 Haziran 2012 Salı

KASTAMONU GEZİMİZ :)

Selamlar blogcanişkolar :D Size söylediğim gibi booolca postlarla geri dönüş yaptım .. Dahası da var :) Evett ani bir kararla Kastamonu yolcusu idim. Harika bir yolculuk geçirdim harika yerler gezip gördüm, beni götüren abişkom sağ olsun aman eksik olmasın.. Okulun hemen bitiminde böyle bir gezi harika oldu vallahi sıkılıp, daralıp, bunalım geçirenlere ( benim gibi ) hemencik kendilerini bir yerlere atsınlar çok iyi geliyor :)) Kastamonu da kalmadık pek fazla orada akrabaları ziyaret edip hemenciik Safranbolu ya geçiş yaptık.. En güzel vakitlerimizi de orada geçirdik zaten hemen fotoğraflara geçelim çünkü oraların güzelliğini anlatan tek kanıt onlar :))

İşte Kastamonu'nun girişinde bizi karşılayan manzara harika görünüyor güneşin doğuşunu izlemeye bayılıyoruuuuummm :))



Şimdi Safranbolu'dayız önceden de dediğim gibi Kastamonu da pek kalmadığımız için fotoğraf yok :) Bu da Safranbolu da girdiğimiz bir Camii'nin önü yukarıda gördüğünüz resim Güneş saati .. 

Safranbolu da eski çarşıyı dolaştık biraz alışveriş yaptık ama kavurucu bir sıcak vardı..

Bizi gezdiren bir tanıdık vardı yoksa biz nereden bilicez safranboluyuu :D Eski çarşıdan çıktık Bulak Mağarası na doğru yol aldık. Bu fotoğrafta oraya doğru giderken.. Harika bir manzara ..


Mağaraya çıkarken.. Çık çık çıık bitmiyor merdivenler merdiven çıkmaktan mağarayı gezmeye halim kalmadı :D

    

                                       

İşte mağaranın içi. Dehşet ötesi bir yerdii..


Dağı solu ağzım açık bir şekilde izledim.. Öğrendiğim kadarıyla bu mağaranın içerisinden mağaranın yüksekliğinde su akıyormuş.. o su yavaş yavaş mağarayı terk etmiş ve daha sonra mağara bu şekli almış.. Sular zamanla azaldıkça da sarkıtlar oluşmuş.. O siyahlıkların nedeni ise flaş patlamalarından olmuş ne kadarı doğru ne kadarı yanlış hiç bir fikrim yok . Mağaranın içerisinde yarasa da olduğu söylendi fakat çok şükür böyle bir şeyle karşılaşmadık :) 


İşte bu da mağaranın duvarında bebek yüzüne benzeyen birşey var.. Dikkatli bakarsanız eğer sarı kısma..



Mağarayı terk ettikten sonra ince su kemerine gittik.. Orası mağara kadar çekici değildi ama güzeldi.. Buranın da özelliği bu köprüden karşı tarafa geçim sevdiği kişinin ismi yazılıyor ve dilek ağacı var birde.. 

Köprünün alt tarafı.. Aşağıya bakmanın imkanı yok insanın hemen başı dönüyor..

4 Haziran 2012 Pazartesi

ÇEYİZCİ GELDİ BOHÇACI GELDİ HANIIIMMM :)

Herkesciklere merhaba.. Uzuuuuuunnn bir aradan donra geri döndüm hihihi :) Evet bende farkındayım blogu çok boşladım amaaa bolca geri döndüm yayınlayacağım çok çok çok postlar var :) Ama şimdi asıl konumuza geçelim sevgili yeni evlenecek olan ablacıklarım veya çeyiz sever ablacıklar :) Buyurun blogcağızıma..

Geçenlerde yengeciğimin (abimin nişanlısının) pikesinin yaptırdığımız dükkana gittim.Ve gördüklerimi sizinle paylaşmak istedim.Çok abartılı ahım şahım güzel olmayabilirler belki ama olsun beğenilmeyecek gibi de değil yani :) geçeliim fotoğraflarımıza..


İşte bu yengeciğimin :)


Bu da farklı bir pike modeli..


Bunlarda yastık kılıfları 


İşte bunlarda havlular :)

Bu da seccademiz.. İşte böylee  :) Hepinizi Öpücüklere boğuyorum bir daha ki postta görüşmek üzereeee :) Mutlu kalın :) ♥


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...