30 Aralık 2012 Pazar

RANDEVU !

Ben de mi bir sorun vaaar yoksa bana mı öyle geliyoorrr henüz anlamış değilim doğrusuu :) Benim bir rahatsızlığım vardı ve bundan buradaki yazımda söz etmiştim.. Benim kalp rahatsızlığım, çarpıntım, çabuk yorulmam, ağrılarım önceden beri vardı . Hatta ve hatta bunun öncesi çook küçüklüğüme dayanıyor 5-6 yaşlarıma galiba tam olarak yaşımı hatırlayamıyorum.. Memlekette bir hastahaneye gitmiştik . Kalbimdeki sorunun ne olduğunu bilmiyordum açıklayamıyordum da  ama şu şekilde söylerdim hep bizimkilere ..
   
       -Kalbimden uçak geçiyor gibi oluyor :) Ve doktora da bu şekilde anlatmıştım. Çocuk aklı işte tarif edemiyordum o şeyi ..

Ama şimdi onu yine hissedebiliyorum ve açıklayabiliyorum .. Genellikle ( sizlerde de eminim öyle oluyordur ) heyecanlanınca kalbimiz kıpır kıpır oluyor ve çıkacakmış gibi oluyor ama bende arada durduk yere oluyor ve sadece 1-2 sn. sürüyor . İşte küçükken kalbimden uçak geçiyor diye tanımladığım şey kalbimin bir anlık kıpır kıpır olması . Ben belki hata yapıyorum daha doğrusu yapıyordum ve doktora gitmekten korkuyordum . Hep aklımda sonuçlar kötü çıkacak hayatım değişecek şu olacak bu olacak diye kafamda her şeyi kuruyorum . Aynı zamanda yapılacak testlerden de tırsıyorum itiraf etmeliyim ki.Hele ki emardan oraya girince sanki ordan bir daha çıkamayacakmışım gibi oluyorum. Bu yüzden de istemiyordum doktora gitmeyi , evdekilere de uzun bir süre söylememiştim mesela rahatsız olduğumu :) Ama artık ikna oldum daha kötüsü olacağından korktum varsa bir şey önlenebilecekse önceden önlemimizi alalım ki büyümesin diye ikna ettiler ..  Fakat bu seferde randevu alamıyorum.. Randevu alsam da hep bir şey çıkıyor mutlaka ve iptal etmek zorunda kalıyorum . Yani hep bir şey engel oluyor .. Tabi ben yine kafamda kurmaya başladım Allah işte tahlil yapmamı istemiyor kesin ölücem ben :( Bu ara bu ruh halindeyim Rabbim inşallah sonuçlar güzel çıkar tek istediğim bu .

  Allah kimseyi sağlığıyla imtihan etmesin inşallah .. Hastahanenin o soğuk koridorlarına mahkum etmesin , ciddi sağlık sıkıntısı olanlarada acil şifa versin yüce Rabbim .. Hepinize kocamaaan öpücükler :)

Güzel bakın kendinize ♥




25 Aralık 2012 Salı

TÜRKAN (DEMET AKALIN)



O türkan yok muuu o türkan yine öptürmedii dudaktan  :) Ayyy bayıldım bu şarkıyaa aralıksız bunu dinliyorum.. Morali bozuk olanlar tavsiye ederim . Test ettim ve onayladım hihihi ;)

Sevgilerimle ♥


19 Aralık 2012 Çarşamba

EYÜP GEZİMİZ :)



Ben geldiiimmm :) yine uzun süredir yoktumm geri dönüş yaptım ama :) Bu seferki postum da pek bir şey yazamayacağım .. Biraz da geç kalmış sayılırım ama olsun artık :)


Abim,yengem,halam,eniştem,ben ve kuzenim gittik .. Havalar iyice soğumadan son gezimizi yapalım dedik :)



 
Çay bahçesine gitmiştik ama saat 11 de her yer kapanmıştı ve geri dönmek zorunda kaldık :(

5 Kasım 2012 Pazartesi

GECİKMİŞ BAYRAM KOMBİNCİĞİM :)

Merhabalarrr :)) Biraz geç oldu sanki hatta fazlasıyla geç oldu ama anca fırsat bulabildim :) İşte bayram kombinimmmmm

En çok bu fotoğrafta net görünüyor .. 


Fotoğraflarım biraz sorunlu oldu dediğim gibi..
Olsun bu seferlik böyle oldu :)

FIRINDA SÜTLAÇ



MALZEMELER

1 lt. süt
Yarım su bardağı pirinç
1 çorba kaşığı nişasta
1 su bardağı şeker
1 tatlı kaşığı pirinç unu
Yarım paket vanilya
2 tane yumurta


YAPILIŞI

Pirinç 1 bardak su ile yıkanıp haşlanır . suyunu çekmesi beklenir ve ardından süt ve şeker eklenir. 10 dk kadar pişirilir. Kıvama geldikten sonra sütlaç ateşten alınır. biraz ılındıktan sonra vanilya eklenir. Sütlaç güvece veya ateşe dayanıklı kaselere konulur. Nişasta ve yumurta sarısı biraz su ile ezilir kaselerdeki sütlaçların üzerine bir kaşık yardımıyla gezdirilir. Fırın tepsisinin dibini kaplayacak şekilde su konulur. Kaselere konulan sütlaçlar tepsiye dizilip180 derecedeki  fırına verilir. Eğer üstlerinin kızarmasını istiyorsak ısı sadece üst taraftan gelmelidir. Kızaran sütlaçların üzerinin kuramaması için üzerine bir tepsi örtülür ve soğuması beklenir.

Dip not : Sade sütlaç yumurta kullanmadan yapılır. O zaman sütlaç fırınlanmaz üzerine tarçın serpilir.
Dip not : Bu tarifteki ölçüler okulda yapılan ölçülerim , isteğe göre malzemeler çoğaltılabilir ..

1 Kasım 2012 Perşembe

GAZPAÇO


MALZEMELER

250 gr ekmek
200 ml zeytinyağı
5 gr sarımsak (2 diş-dövülmüş-)
500 gr domates
100 ml sirke
500 gr buz
100 gr  soğan (ince kıyılmış)
100 gr salatalık (küp doğranmış)
100 gr conkase domates
100 gr sivri biber
100 kruton
250 gr salatalık ( soyulmuş )
200 gr taze kırmızı biber (tatlı )
15 gr kimyon tohumu

HAZIRLANIŞI

Ekmekleri küçük parçalar halinde kesin. Zeytinyağını ve dövülmül sarımsağı bir kab da karıştırın. Ekmeklere yedirip 10 dk dinlendirin . Domatesleri 4 e bölün, salataları dilimleyin. Tatlı kırmızı biberi ekleyin. Diğer malzemeleri bu karışıma ekleyip karıştırdıktan sonra 10 dk dinlendirin. Kimyon tohumu ve sirkeyi karışıma ilave edip bir tel süzgeçten geçirin . Mikserde iyice çırpın , buzları ekleyin. Çorbayı soğuk olarak ince kıyılmış soğan, küp şeklinde doğranmış salatalık , domates ve yeşil biber eşliğinde kruton la süsleyerek servis yapın.. 



Dipnot : Conkase Domates : Kaynamaya alınan tenceredeki suya atılan domateslerin kabukları çatlamaya başlayınca çıkarılır. Soğuk suya koyulur. Böylece kabukları kolayca çıkarılır. Domatesler  2'ye kesilip çekirdekleri çıkarılır. Tavla zarı büyüklüğünde doğranır..

Dipnot : Kruton : Çeşitli şekillerde kesilen ekmeklerin , yağda , salamandra veya fırında kızartılması  ile yapılan garnitür. 

Afiyet Olsun :))

30 Ekim 2012 Salı

PORTAKAL KABUĞUNDA ÇİKOLATALI MUHALLEBİ



Merhabalar :) Bu sefer ki postum diğerlerine göre biraz daha değişik olacak.. Okulda yaptığım tariflerimi sunacağım size.. Ve bunu devam ettireceğim de . İnşallah beğenilir :)

MALZEMELER 

1 kg süt
2,5 su bardağı şeker
2 su bardağı un
100 gr margarin
4 adet yumurta 
2 paket bitter çikolata (isteğe göre sütlü çikolata da kullanılabilir)


HAZIRLANIŞI

Orta boy bir tencere de margarini eritip unu koyuyoruz , un kokusu gidene kadar kavuruyoruz . Ardından 4 bardak sütü ekleyip kıvama gelene kadar pişiriyoruz.Ocaktan indirip ½ saat mixer de çırpıyoruz. Geniş bir kap içine alarak dolapta dinlendiriyoruz. Kalan sütle çikolatayı benmari usulü eritip içine çırpılmış yumurtaları ve şekeri katıp boza kıvamına getiriyoruz .. Bu hazırladığımız karışımı dolapta dinlendirdiğimiz muhallebinin üzerinde gezdiriyoruz.. 

SERVİS AŞAMASI


Servis kişinin isteğine göre değişir.. Biz farklı olsun istedik ve 1 tane portakalın içini oyup muhallebinin bir kısmını içine koyduk . Üzerini de Antep fıstığı ve Hindistan cevizi ile süsledik.. 


AFİYET OLSUN :))

14 Ekim 2012 Pazar

PAŞAMIN DOĞUM GÜNÜ


Merhabalaar :) Bu ay doğum günlerimiz ardı ardına .. :) Hele hepsi ardı ardına olunca Allaah değmeyin benim gibi pasta manyağına hehe :) Daha önce 2 hafta içerisinde hiiç bu kadar pasta yememiştiim .. En güzeli de miniklerin doğum günleri oluyor.. 2 Miniğimizin yaşlarını kutladık bu ay :) Ve asıl önemli olan paşamın , kuzenimin doğum günü idi. Rahmetli babacığımın adını aynı zamanda soy ismini taşıyan bebeğim :) 

NAZAR DUASI

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنا""
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُ   

  
İşte bu çirkin şey :) Pasta yemek için can atıyordu bebeğim yaa ..  



İşte yemek için can attığı pastası :) Dayısıyla beraber fotoğrafı olmadığı için birleştirme yaptık.. Annesi (halam) pastasının bu şekilde olmasını çok istiyordu ..


Pastamızın mumlarını üflerkenn :)


Hediyelerimiz açılırken.. Hediye kurdum beniim :)


Bir düzgün durmuyor şebeeek :))
Abim ve Yengem.. 
Bir coştu ondan sonraaa :)) Tutabilene aşk olsun .. Burada ''yüyü git'' diyordu :)
                                                 
Senin o çirkin olan dudağını yerim paşam :)


Fotoğraf zamanııı :))

9 Ekim 2012 Salı

MUHABBET



İyi akşamlar :) Bu ara blogumda sık vakit geçirebiliyorum.. Çok özlemiştim ama bu sefer de siz yoksunuz ve bu beni çok üzüyor :( Blogum çok sakin bu aralar.. Neyse hareketlenecek inşallah inanıyorum buna :)) Geleyim yukarıdaki şarkımızaa .. Bu ara Muhabbet'e acaip bir şekilde kafayı takmış bulunmaktayım. Almanca-Türkçe karışık dinliyorum :) Telefon hafızamda ki şarkılarımın çoğunu silmiş ve çoğuna muhabbet'in şarkılarına yer ayırmış bulunmaktayım.. 7/24 dinliyorum anlıyacağınızzz hihihi :)) Aynı zamanda Almanca şarkı dinlerken farklı bir ruha bürünüyorum nedense.. Hiç anladığım yok ama sanki anlıyormuşum gibi bir güzel dinliyorum söylüyorum falan :) Bu adamcağız benim almanca öğrenme isteğimi arttırıyor.. Şanslıyım ki yengem almanca biliyor ;) Arada almanca kelimelerle atışmak güzel oluyor, kaba bir dil sanki biraz ama ben seviyorum yaa çok hoşuma gidiyoor.. Duaa edin ablacıklarım inşallah öğrenirim :))

Sağlıcakla Kalın ♥

4 Ekim 2012 Perşembe

MUTFAK ÇALIŞMALARIM


Selaaaam Selam Selamlarr :) Ben geldiimm .. Yine uzun süredir post yazmıyorum özledim blogumu :( Çünkü artık okulum başladı ve ilk haftalar olmasına rağmen yoğun başladık.. Yemek zor işmiş :) Bu arada bundan önceki postumda hangi bölümü seçeceğimde kararsız olduğumu söylemiştim ve aşçılık bölümündeyim artıkkk Allah'ın izniyle :) Şimdilik çok mutluyum iyi ki diyorum,gerçekten çok eğlenceli ve öğretici aynı zamanda gerekli bir bölüm .. Pişman olacağımı da sanmıyorum .. Hakkımda hayırlısı neyse onu versin Rabbim diyoruuuumm ve 3 haftada mutfağımızda neler yaptıklarımızı paylaşmak istiyorumm .. :)



 Bu mutfaktaki ilk dersimiz ve ilk çalışmamız :) Doğrama şekilleri.. Zor oluyor ilk başta gerçekten çok dikkat gerekiyor ama sonradan alıştık :) Her tezgahta grupça çalışıyoruz yani 1 grup 5 kişiden oluşuyor .. 1 tezgah 1 gruba ait..


2. Çalışmamız ..
Çorbalar . Bu da Gazpaço Çorbamız.. İspanyol çorbasıdır. İlk çorbamız olduğu ve uluslararası bir çorba olduğu için hafiften sorunlar çıktı :)

İşteeeeeeeee en güzel çalışmamızzzz :)))
Meyve Salatası ..
Gerçekten bu çok güzel oldu ilk çalışmamız olmasına rağmen .. Gerçi bu kolay biraz ama olsun meyve salatası yaparken de daha çok görünüş önemli :) 


Bu da yine bir tatlı çalışmamız.. Kurabiyelerimizzz :) Bu çalışmamız da tarifi kendimiz ayarladık .. Diğer çalışmalar da hocamız veriyor normalde de böyle .


İşte bu da en son ki mutfak çalışmamız .. Yine çorba . Bu da Minestronne çorbası . Gazpaço (ispanyol) çorbamız güzel olmamıştı ama bu çorbamız çok güzel oldu çok şükür mahcup olmadık :) Bu çorbamızın servise hazır halini çekmeyi unutmuşuum :)  Tam bir vitamin deposuu harika bir çorba :) 

İşte böyle.. Gerçekten yoğun geçiyor zamanlarım . Yoğun aynı zamanda da yorucu , fakat değeceğine inanıyorumm İnşallah :) Şimdilik bu kadar bir daha ki çalışmalarımın devamı gelecek yine değerlendirmelerinizi  bekleriim ♥ :) Sevgiyle kalın ..

24 Ağustos 2012 Cuma

OKUL TERCİHLER VE KARARSIZLIK ..

Herkesciklere selamlar.. Nasılsınız iyisinizdir inşallah, varsa bir derdiniz, sıkıntınız ALLAH yardımcınız olsun..
Ben de iyiyim çok şükür yorucu günler geçiriyorum düğün telaşıiştee.. (abimin) :) Koşturmaca,hazırlık,temizlik vs..

Allah'ın izniyle bu sene 11. sınıf oluyorum..Meslek lisesi okuyorum. Geçen sene alan tercihi yaptık, bu sene de dal seçimi yapıyoruz..Geçen seneki alan seçimleri şöyle ;

 -Çocuk Gelişimi ve Eğitimi

 -Yiyecek İçecek Hizmetleri

 -Bilişim Teknolojileri

 -Giyim Üretim

Ben Yiyecek İçecek Hizmetleriyle Giyim Üretim arasında kararsız kalmıştım fakat Yiyecek İçecek de karar kıldım :) Bu sene de dal seçimi yapmam gerekiyo. Onlarda şöyle..

 -Servis Elemanı

 -Pastacılık Sektörü

 -Aşcılık

Evet burda da kararsızııııımmm :( Aşcılık istiyorum aslında çünkü bu sektörde her koşulda iş bulma imkanım var ve gerçekten eğlenceli bir iş.. Fakat pastacılık sektörünü de bi düşün diyenler var. Benim düşüncemse Aşcılık bölümünü okursam pastacılığı rahatlıkla öğrenebilirm ama eğer pastacılık bölümünü okuduktan sonra aşcılığı öğrenmek zor olabilir diye düşünüyorum.. En kısa zamanda seçimlerimi yapmalıyım Allah yardımcım olsun

Öpücükleeerr ♥


23 Temmuz 2012 Pazartesi

MERHABA BEN KOKOŞ


Selaaaamlaaar ben geldimm .Çok özledim blogumu ve tabikii blogumu güzelleştiren güzel yürekli sizleri de :) 
Yine sessizlige büründüm farkındayım.. Bazen yazı yazamayınca kendimi sorumsuz blogger gibi hissediyorum.. Yaz gelsin bir an yerimde durmayacağım gezip tozucam hep! diyordum kiii büyük konuşmuşum hiç bir şey yaptiğim yok maalesef :( Evde kaldikça da kendimi birşeyler yaparken buluyorum kendimi surekli. Can sıkıntısı ne yapayim :)) Ama bu rahat günlerimi arayacağim galiba . Çünküü düğünümüz var herşeyin hayirlisi deyip konuma geçmek istiyorum artik çenem daha fazla düşmeden :)) Dediğim gibi bu ara sürekli evdeyim. Ve bu yüzden rahat değilim elim boş durmuyor bu günde aldim elime iğne ipliği kumaşlari başladım   dikmeye :)) Önce çantamin dağinikliğini düşünerek çanta düzenleyici yaptim..işte görüldüğü üzere :)

                                            

                                         

Aslında henüz tamamlanmadi daha yapilmasi gereken aşamalar var fermuar düğme vs.. Neyse geçelim diğer eserime :) Özel gün çantası. Bunu yapmayi uzun süredir istiyordum ama bir türlü firsat olmuyordu ve sonunda yaptim kih kih .. Gerçekten çok gerekli bir şey . Çantamı açtığım zaman tedirgin olmuyorum meselaaa :))





Veee sonuncusuna geçeliiim.. Bozuk para cüzdanı genelde kullandığım cüzdanıma bozuk para koymaktan nefret ediyorum ! ama artık kokoş mini bir bozuk para cüzdanım var..



İşte böyle .. Biraz acemice oluyor yaptıklarım ama yinede iyi ya seviyorum kendim yapıp kullanmayı :) Hepsini rengarenk yaptım ki çabuk sıkılmayım diye :) Vee beni mutlu edenlerden biri de karşınızda...

16 Haziran 2012 Cumartesi

MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Miraç Kandili, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.) Efendimizin gecenin bir anında Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya, oradan da göklere seyahat ettirildiği mübarek gecenin adıdır. Nitekim Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de; "Kulu Muhammed'i bir gece Mescid-i Haram'dan kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah'ın şânı yücedir.Doğrusu O, işitir ve görür." (İsra Suresi:1) buyurmuştur.

Peygamberimizin hayatı içinde önemli bir yeri olan Mirac, Allah'ın sevgili Rasûlünden başka hiç kimseye sunmadığı ilahî bir ihsandır.

Yüce Peygamberimiz için pek büyük şan ve şereflerle dolu olan Mirac mûcizesi, biz müslümanlar için de ilahî rahmetler ve lütuflarla doludur.
Mirac olayının biz müslümanlar için en önemli sonuçlarından birisi, hiç şüphe yok ki, dinin direği olan namazdır. Namaz, bize bir Mirac hediyesidir. Onun içindir ki, namaz mü'minin miracı olmuştur. Nasıl ki, yüce Peygamberimiz Mirac'ta vasıtalardan arınmış olarak Mevlası ile karşı karşıya geldi ise, mü'min de namazda vasıtasız olarak doğrudan doğruya Rabbinin huzuruna çıkar; sadece O'na kulluk etme ve sadece O'ndan yardım isteme  fırsatı bulur. Eğer mü'min, günde beş vakit namazını dikkatle ve huşu içerisinde kılacak olursa, o namaz onun için bir Mirac olur, kul onunla Hakk'a yol bulur.

Böyle müstesna bir gece vesilesiyle sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'e vahyedilen, insanlığı mutluluğa götürecek prensipleri de hatırlamak lazımdır. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de Mirac'ın ruhî hallerinden söz edilirken: "Allah kuluna vahyedeceğini etti"(2) buyurulmaktadır. Bu vahyedilen hakikatleri şöylece özetleyebiliriz: "Allah'a ortak koşulmayacak, yalnız O'na kulluk edilecek ve yalnız O'ndan yardım istenecektir. Anne ve babaya hürmet edilecek, onların duaları alınacaktır. Zinaya yaklaşılmayacaktır. Haksız olarak kimsenin canına kıyılmayacaktır. Yetimlere iyi muamele edilecektir. Ölçü ve tartıda doğruluk üzere olunacaktır. Bilmediğimiz bir şeyin ardından körü körüne gidilmeyecek, şuurlu hareket edilecektir. Yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürünmeyecektir."
Bu saydığımız prensipler hiç şüphe yok ki bir toplum için gerekli bütün ahlâk ve fazilet kurallarını ihtiva etmektedir.
İşte Mirac gecesi böyle mübarek bir gecedir. Bu geceyi ihya ederken, bu gecede vahyedilen üstün gerçeklere kulak vermeliyiz. Yalnız Yüce Mevla'ya kulluk etmeli, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamalıyız.

Mirac gecesi, ulvî bir gecedir. O halde bu mübarek geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadetle Allah'a karşı şükran borçlarımızı ödemeliyiz; namaz kılmalı,  Kur'an okumalı ve Allah'tan af ve bağış dilemeliyiz, çoluk çocuğumuza bu gecenin anlam ve önemini öğretmeliyiz. Çevremizdeki yoksullara ve kimsesiz çocuklara yardım ellerimizi uzatmalıyız. Annemizi, babamızı ve büyüklerimizi ziyaret edip ellerini öpmeli ve dualarını almalıyız. Ebediyete intikal etmiş olanlarımızı rahmetle anarak ruhlarını şadetmeliyiz. Dostlarımızla tebrikleşmeli, sevgi ve saygı duygularımızı perçinlemeliyiz.

Kandilleri birer fırsat bilmeli, bu müstesna zaman dilimlerinde Allah'a daha da yakın olmaya çalışılmalıdır. Bilelim ki, Allah'a yakınlık, O'nun emirlerini yerine getirmek, yasak ettiği şeylerden kaçınmakla mümkündür.


12 Haziran 2012 Salı

BİR KAPANMA HİKAYESİ

Merhabalarr..  Düşündüm de kapanma hikayemi sizlerle paylaşmak pek olumlu olur dedim :)  Birazcık uzun ama sıkılmaycağınız kapanma hikayesi benimki.. Eveeet an itibari ile nereden başlayacağımı bilemedğim hikayemi yazmaya başlıyorum :D

   Aslında kapanmayı istiyordum çevremde gördüğüm genç insanları görerek daha bir hevesleniyordum fakat çok küçüktüm henüz yani öyle düşünüyordum en azından .. Kapanacağım ama ilerde şimdi değil diye şartlandırıyordum sürekli kendimi.. Ailem de istiyordu hem de çok ama asla zorlamadılar kapanacaksın diye Allah razı olsun.. Babam çok istemiştir, çok konulara değinip öğütler vermiştir konuşmuştur ama asla zorlamamıştır. Annem de aynı şekilde kararı hep bana bırakmıştır.. Bunları yaşadığım zamanlar 11-12 yaşlarında  idim.. Kapanmam için destek çıkan çok oldu her zaman özellikle de ailem. En büyük halam kuzenimle beraber bizi yaz tatillerinde kapatırdı . Eşarp ile değil tabi tülbentle çünkü birden eşarp bağlayıp da sıkılıp bunalmamızı istememişti yavaştan alıp isteyerek yapmamız için küçük adımlar attık çoğu kez ama hep yaz tatillerinde sürdü bu kapalılık oyunu :) Zaman ilerledikçe kapanmayı düşünüyordum,ama zamanı değil deyip cahilliğime yenik düşerek hep geri adım attım.. Evde çoğu kez gizli gizi evde kimse yokken...

 - Acaba nasıl duruyor ? ' deyip annemin eşarplarını alıp denemişimdir.. yakışmadığını düşünüp hemen çıkarıyordum başımdan ve aynada eski halimi görünce daha da mutlu oluyordum.. Ben yakışmadığını düşündükçe çevremdekiler tam tersini söylüyordu.. Onlar öyle söyledikçe insan daha bir heveslenip kapanmak istiyor . Denediim ! çoook kez denedim ama yapamadım.. Her denemem de nefsime yenik düştüm.  Zaman ilerledi, ilerledi orta okulun son sınıfına yani 8. sınıfa geldim.. Artık her şeyi daha iyi anlayabiliyordum Sevabı,Günahı,Ahireti.. Biliyordum ama hala yapmıyordum hep kafamı kötü düşüncelerle dolduruyordum..
  - Eğer kapanırsam her şey kısıtlanacak,açıkken yaptıklarımı yapamayacağım,sıcakta zorlanacağım diye hep kendi kendime vesvese veriyordum.. Evet istiyordum kapanmayı istemiyor değildim. Çevremde hep güzel giyinen,güzel eşarp bağlayan genç kızları görünce hevesleniyordum . Hatta bir ara komşumuzun kızı vardı 18 yaşında ve kapalıydı.. Onu görürdüm dışarıda heveslenip başımı bağlardım ama duramazdım boğulur gibi oluyordum.. Çok kişiye heveslenip başımı kapatıp da geri açmışım dır. Ama evde :) Bunlardan birisi de ortanca halam.. 3 tane halam var. Ortanca halam diğerlerine göre daha çocuksu daha eğlence dolu birisidir.. Takıp takıştırmayı, süslenmeyi, güzel giyinmeyi daha çok sever. Onu gördükçe nasııl isterdim kapanmayı nasııl. Ama olmuyordu. İçimden bir ses hep ters yöne doğru sürüklüyordu beni.. Açıkken daha rahat olduğumu kapanınca hep bir sorun çıkacağını ve yapamayacağımı düşünürdüm. Ve gün geldi orta okul bitti.. Okulun son zamanlarıydı ve 2010 senesinin Haziran ayındaydık.. Hayatım en kötü olayını yaşadım.. Hayatta en sevdiğim insanı en değerli varlığı BABAMI kaybettim. Kapanmama vesile olan olay o kadar tuhaf ki. Dediğim gibi çok denedim her defasında denedim olmadı.. Babamın cenazesinde başıma bir tülbent koymuşlardı  . O tülbentle kaldım yani bir daha da açılmadım. Çünkü babamın hep istediği şeydi kapalı olmam .. Ama çok pişmandım iş işten geçtikten sonra kapandığımı düşündüm Babam göremedi. Herkes bu düşüncemin yanlış olduğunu söyledi onun hep beni gördüğünü ve çok mutlu olduğunu söyledi. Evet belki doğru ama ben onun mutluluğunu gözlerinde görüp, beni öyle görüp,benimle gurur duyduğunda gözlerinin dolduğunu görmek isterdim..  İnşallah ona layık bir evlat olabilmişimdir. Ailem de çok destek çıktı kıyafetlerim, eşarp veya şalım olmadığı için kendi aralarında konuşup hepsi ayrı ayrı hediye almışlardı.. Ortanca halam beğendiğim eşarplarından ek yaptı tekrar tekrar.. Bu şekilde çoğaldı. eşarp bağlama konusuna gelince.. Çevremden gördüğümle öğrendim , kapalı genç kızların nasıl bağladıklarını dikizleyerek :D  Halamları izleyerek, netten ve kendi kendime bir çok denemelerimle öğrendim. Ve şimdi 16 yaşındayım hala kapalıyım ve tekrar açılmayı asla düşünmedim düşünmüyorum da.. Ben böyle mutluyum ve kapalı olmamla gurur duyuyorum. Çevremden çok ters tepki gördüm mesela..

- aa ne yaptın kendine sen böyle daha çok küçüksün ! diyenler oldu hiiç aldırış etmedim ! ben başkaları için değil kendim için yaşıyorum.. İnananlar için bu dünyanın bir de gerçek tarafı var. Asıl önemli olan orası.. Zorlukları var mı var ilk zamanlar çook zorlandım. Sokağa çıktığımda sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum.. Sıcaklarda duramıyordum ama Yüce Rabbim sabrını veriyor .. Artık olumlu da karşılıyorlar hatta ,
- böyle daha güzel olmuşsun :) diyenler bile var hepsinden Allah razı olsun. İnsan böyle olumlu tepkiler olunca daha bir rahat oluyor,ayrıca görüntüsüne de git gide alışıyor. İşte benim hikayem bu :)

Rabbim içinde istek olup da kapanamayan kişilere hayırlısını nasip etsin.. Çok başka çok güzel bir duygu herkese tatmayı nasip etsin inşallah.. Okuyan gözlerinize sağlık öpücükleerr <3



   

11 Haziran 2012 Pazartesi

Derya demiş ki;: ÇEKİLİŞE BURADAN BUYRUUNN .:)

Merhaba arkadaşlar.. Derya ablacığımın çekilişi varmış, çekilişine katılmak isteyenler koşuuun :) Gerekli talimatlar yazıyor öpücüklerr..  Derya demiş ki;: ÇEKİLİŞE BURADAN BUYRUUNN .:): Hediye çekilişim başlasın!!:) Dediğim gibi çam sakızı , çoban armağanı..paylaşmanın güzel hazzını tadalım istedim.. eğer katılmak istersen...


9 Haziran 2012 Cumartesi

NE OKUDUM ??

Herkese Selaaam.. Delinin Dünyasından sesleniyoruuum :) İnşallah iyisinizdir deli dünyamın güzel insanları. Ben iyiyim çok şükür. 3 aylık yaz tatilimde geldi kitap okumaya tam gaz devam.. Kitap benim her şeyim kitap okurken insan gerçekten kendini kaybediyor..Kitap okurken sanki yaşıyomuş gibi oluyorum ve bu kitabı daha çok sevmeme neden oluyo :)

Şahsen canım sıkkın olduğunda ya da yapacak bir şey bulamadığımda sevgili kitaplarım beni yalnız bırakmıyor. Her türlü kitabı okurum,severim ama tarih kitapları okurken içim daralıyor afakanlar basıyor okuyamıyorum :) Okul zamanında pek fazla okuyamıyorum yarım yarım okuyorum o zaman da okuduğumdan hiç bir şey anlamıyorum.. Ama şimdi tam zamanı hihi :)

  Okulun kapanmasına yakın bir kitaba başlamıştım bitirdim. Bazı kitapların ilk sayfaları çekilmiyor gerçekten.. Ama ortalara doğru insanın elinden bırakası gelmiyo :D İşte okuyup bitirdiğim kitap.. 380 sayfa okumam 2 haftamı aldı dediğim gibi okuldan dolayı..

5 Haziran 2012 Salı

KASTAMONU GEZİMİZ :)

Selamlar blogcanişkolar :D Size söylediğim gibi booolca postlarla geri dönüş yaptım .. Dahası da var :) Evett ani bir kararla Kastamonu yolcusu idim. Harika bir yolculuk geçirdim harika yerler gezip gördüm, beni götüren abişkom sağ olsun aman eksik olmasın.. Okulun hemen bitiminde böyle bir gezi harika oldu vallahi sıkılıp, daralıp, bunalım geçirenlere ( benim gibi ) hemencik kendilerini bir yerlere atsınlar çok iyi geliyor :)) Kastamonu da kalmadık pek fazla orada akrabaları ziyaret edip hemenciik Safranbolu ya geçiş yaptık.. En güzel vakitlerimizi de orada geçirdik zaten hemen fotoğraflara geçelim çünkü oraların güzelliğini anlatan tek kanıt onlar :))

İşte Kastamonu'nun girişinde bizi karşılayan manzara harika görünüyor güneşin doğuşunu izlemeye bayılıyoruuuuummm :))



Şimdi Safranbolu'dayız önceden de dediğim gibi Kastamonu da pek kalmadığımız için fotoğraf yok :) Bu da Safranbolu da girdiğimiz bir Camii'nin önü yukarıda gördüğünüz resim Güneş saati .. 

Safranbolu da eski çarşıyı dolaştık biraz alışveriş yaptık ama kavurucu bir sıcak vardı..

Bizi gezdiren bir tanıdık vardı yoksa biz nereden bilicez safranboluyuu :D Eski çarşıdan çıktık Bulak Mağarası na doğru yol aldık. Bu fotoğrafta oraya doğru giderken.. Harika bir manzara ..


Mağaraya çıkarken.. Çık çık çıık bitmiyor merdivenler merdiven çıkmaktan mağarayı gezmeye halim kalmadı :D

    

                                       

İşte mağaranın içi. Dehşet ötesi bir yerdii..


Dağı solu ağzım açık bir şekilde izledim.. Öğrendiğim kadarıyla bu mağaranın içerisinden mağaranın yüksekliğinde su akıyormuş.. o su yavaş yavaş mağarayı terk etmiş ve daha sonra mağara bu şekli almış.. Sular zamanla azaldıkça da sarkıtlar oluşmuş.. O siyahlıkların nedeni ise flaş patlamalarından olmuş ne kadarı doğru ne kadarı yanlış hiç bir fikrim yok . Mağaranın içerisinde yarasa da olduğu söylendi fakat çok şükür böyle bir şeyle karşılaşmadık :) 


İşte bu da mağaranın duvarında bebek yüzüne benzeyen birşey var.. Dikkatli bakarsanız eğer sarı kısma..



Mağarayı terk ettikten sonra ince su kemerine gittik.. Orası mağara kadar çekici değildi ama güzeldi.. Buranın da özelliği bu köprüden karşı tarafa geçim sevdiği kişinin ismi yazılıyor ve dilek ağacı var birde.. 

Köprünün alt tarafı.. Aşağıya bakmanın imkanı yok insanın hemen başı dönüyor..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...